Ele Geçmeyen Milliyetçiler Her Yere Sızıyorlar

Bu sıralarda milliyetçiliğin fedaîleri, İstanbul ile Anadolu arasında haberleşmeyi ve bağlantıyı sağlamakla meşguldüler. Orta sınıf halk çocukları olan bu gençler kendilerini davalarına adamışlardı. Bunlar, ”Bizim vücudumuz millete aittir, biz millî direniş hareketinin bir aletiyiz” diyorlardı. Bir türlü ele geçmeyen bu gençler her yere girip çıkıyorlar, haberleri her yere ulaştırıyorlardı. Ayrıca, ”Bütün İslâm ülkelerinde ajanlarımız var, ancak biz dini inançlarımızı siyasî statümüzden ayırdık, bu nedenle din bakımından mutaassıp değiliz” diyorlardı.

 

Milliyetçilerin bu ajanları, İngilizlerin karşı koymalarını göze alarak, büyük bir ustalıkla her yere sızıyorlardı. Saraya girip padişahın kulağına müthiş sözler fısıldıyor, birden elçiliklerde ortaya çıkıyorlar, İngilizlerin gizli haber alma servisleriyle alay ediyorlar, sonra bizimkilerin yanına gelip oturuyor, ama sırlarını ve umduklarını açıklamıyorlardı. Bunlar samimî, heyecanlı, bazen sert, fakat her zaman militandılar.

 

İngiliz Yüksek Komiserliği, gece gündüz, kendilerine sığınan bazı Türklere kucak açıyordu. Komiserlik Türk millî hareketini toptan satın almayı düşünmeye başlamıştı; zira bu direniş ona yavaş yavaş çok pahalıya mal oluyordu, War-Office’in gizli ödenek fonlarında hatırı sayılır bir azalmaya sebep olmuştu.

Kaynak: Kurtuluş Savaşı Sırasında Türk Milliyetçiliği
belgesi-2639

Belgeci , 2280 belge yazmış

Cevap Gönderin