Gaziantep’in en şirin ilçelerinden biri olan İslahiye’ nin 22 km. güneydoğusunda bulunan Yesemek köyünde ve Karatepe sırtlarında yer almaktadır. Yesemek ilk kez, 1890 yılında Zincirli’de ( Sam’al ) kazı çalışmaları yapan Felix von Luschan tarafından bulunmuştur. Daha sonra Türk arkeologları tarafından da yapılan çeşitli kazı çalışmaları ile gün ışığına çıkarılmıştır.
Yapılan araştırmalara dayanılarak Hititler ve İmparator 1. Suppilluma zamanında ve MÖ 1375 yılında işletmeye açıldığı bilinmektedir. Daha sonra Sam’al Krallığı sınırları içerisinde kalan Yesemek o dönemin en büyük taş ocağı ve heykel atölyesi olarak işletilmiştir. Bu nedenle de kayıtlarda “ Yesemek Taş Ocağı ve Heykel Atölyesi “ olarak geçmektedir. Bu taş ocağında o yörenin yerli halkı olan Hurri’ler çalıştırılmıştır. Daha sonra Sam’al krallığının MÖ 8. yüzyılın son çeyreğinde Asurlular tarafından ele geçirilmesiyle bu atölyeler kapatılmış, yerli halk ise yurdunu terk etmek zorunda kalmıştır.
Peki bu heykeller nasıl yapılıyordu ? Öncelikle blok taşlar ocaktan çıkarılıyor ve heykel atölyesine getiriliyordu. İşlemeye başlamadan önce verilecek olan şekil taşın üzerine çiziliyordu. Taş blokların balyoz, kalem ve keski ile önce dış yüzeyleri düzeltiliyor, kesilmek istenen blok kenarına oyuklar açılıyordu. Açılan oyuklara kuru odun konarak ıslatılıyor, şişen odunun yarattığı baskı gücüyle oluşturulan çatlaklar balyoz ve kamalarla koparılıyor, kesiliyordu. Çizilen şeklin kenarları, köşeleri iyice belirginleştiriliyor, ayrıntılar belirleniyor ve taslak haline getiriliyordu. Civar yerleşimlerde bulunan heykellere bakıldığında, atölyeden taslak halinde çıkan heykeller, esas bulunacakları yerde son şeklini alıyordu.
1000 dönüm arazi üzerinde kurulu bulunan atölyede üç yüzün üzerinde yontu yeraltından çıkarılmış ve açık havada sergilenmektedir. Bu sergide sfenksler, aslanlar, dağ tanrıları, ayı adamlar vb. yontular görülebilir.
Kaynak: www.ozcelikel.com
belgesi-2181
