Müşteri İlişkileri Yönetimine Giriş-2

Şekilden de anlaşılacağı üzere 1960′ lı yıllardan günümüze dek rekabetteki kriterler de değişim göstermektedir. 1960′ lı ve 1970′ li yıllarda geniş pazarlara yönelik hareket eden şirketler kaliteyi göz ardı ederek piyasaya ucuz ve bol ürün sürerken, 1980′ li yıllarla birlikte ucuz ve kalitesiz ürüne doyan tüketici için kalite şirketlerin birbirlerine üstünlük sağlamak için önemli bir kriter şeklini almıştır.

1990′ lı yıllarda rekabette yeni bir unsur daha eklenmiştir. O da hızdır. Pazarlar kaliteli ürünü ve hizmetleri kanıksamaya başlarken, ürünün kalitesi ve tasarımı öne çıkmaktadır. Müşterisinin beğenisini kazanan, yeni, çeşitli, farklı fonksiyonlar içeren ürünleri, en çabuk biçimde pazara çıkarabilen kazanmaktadır.

Teknolojik ilerlemenin çok hızlı seyrettiği, ürün yaşam sürelerinin çok kısa olduğu ve müşteri beklentilerinin çok süratli değiştiği günümüzde, rekabette hız ve hizmet üstünlüğü elde etmek isteyen işletmeler; üretimde olduğu gibi satış ve pazarlama süreç ve yöntemlerinde de farklılaşmaya gitmek zorunda kalmaktadırlar.

Üretimde müşteri taleplerinin daha kolay, daha hızlı ve ihtiyaca en uygun oranda karşılayabilecek esnek üretim anlayışının doğması ve gelişmesi kaçınılmaz olmuştur. Üretim ölçeğinin küçülmesi ile birlikte organizasyon yapılarında duyulan esnekleşme ihtiyacı, müşteriyi üretimin merkezine biraz daha yaklaştırmıştır. Kitle üretimi yapılan dönemlerde, "müşteri, ne üretilirse onu alır zihniyeti" günümüzde, müşteri, ihtiyacı olan ürünün tasarımı aşamasındayken işletmenin sistemine dâhil olmakta ve işletme stratejilerinin odağına yerleşmektedir.

Geleneksel pazarlama stratejilerinde, müşteriye bakış hakkında bilgi vermesi açısından, montaj hattını keşfedip, kitlesel üretimin öncüsü olarak üretim dünyasında bir çığır açan Henry Ford’ un şu veciz sözüne yer verebiliriz, "…siyah olmak kaydıyla istediğiniz renkte otomobil sahibi olabilirsiniz", sloganıyla kitlesel üretim ve pazarlamanın dayandığı temel ilkeyi özet olarak ifade etmiştir. 1920′ lerde Ford fabrikalarında üretilen bütün otomobillerin beyaz ya da kırmızı olmamasının temel nedeni ise siyahın en ucuz boya olması değil, en hızlı kuruyan renk olmasıydı. Çünkü 1920′ li yıllarda rekabet gücü diğer değişkenlerden çok firmanın üretim hızına endeksliydi.

 

 

Kaynak: www.bilgiyonetimi.org
belgesi-2386

Belgeci , 2280 belge yazmış

Cevap Gönderin