Yenilikçilik Ve Değişim

Günümüzde değişmeyen tek şey değişim. Bu nedenle iş dünyası bu hızlı, akışkan ve değişken atmosferde yaşayabilmek için sürekli yenilenmek ve değişmek zorunda.
Değişim ile yenilikçilik birbirini tamamlayan kavramlar.


Neden değişim ya da Yenilikçilik?
Şirket ya da birey olarak başarımızın göstergesi, kendi dışımızdaki olayları kontrol etme ya da önceden fark edip ona göre tedbir almaktan geçmektedir.
Ancak şirket ve fert olarak değişim ve yenilikçilik şu beş durumdan birinde karşılanır.
•        Değişimi hiç fark etmeyip dışında kalanlar. Değişimin ne olduğunu bile bilmezler.
•        Değişimi fark edip bunun nedenlerini ve sonuçlarını sathi olarak ele alanlar. Eksiklikleri makyajla kapama  anlayışı.
•        Değişimi fark edip bunun arkasında kalanlar. Yani rüzgara göre yön değiştirenler. Bunlar daima taklitçilik safhasında kalmaya mahkumdurlar.
•        Değişimi fark edip buna göre tedbir alanlar.
•        Rüzgara kapılmak ya da fırtınayı önceden sezip tedbir almak yerine bunu bizzat oluşturan ve yönlendirenler.      
Son elli yıldaki şirket yönetimi  anlayışına bakacak olursak;
1950-70’li yıllar üretim  artışı ve rekabet kriteri olarak “fiyatın” baz alındığı yıllar olmuştu.
1980’li yılların ana temasını ise “kalite” oluşturdu. Toplam kalite yönetiminin esas amacı “rekabet üstünlüğü sağlamak” olarak ifade edildi.
1990’lı yıllarda da buna bağlı olarak “hizmet kalitesi” ön plana çıkmıştır.
Günümüzde de kuşkusuz rekabet kriteri olarak fiyat,kalite ve hizmet kalitesi önemini korumaktadır. Ancak bunlarında ötesinde yeni bir faktör ya da amil ön plana çıkmaktadır: Yenilikçilik
“Sıfır hata”nın artık standart olarak kabul edildiği bir ortamda  sürekli gelişme ve yeniliği belirleyecek en temel faktör “yenilikçilik” olacaktır
Ancak, bu yeni anlayışın iş dünyasında kabul görerek yaygınlaşmasının önünde zor engeller var; gelişmeyi engelleyen klasik ve gelenekselleşmiş yönetim anlayışı ve yapısı…
Günümüzün rekabetçi ortamında aranan özellikler ise;
•        Müşteri beklentilerine duyarlılık
•        Hızlı ve yerinde hizmet
•        İstek ve siparişleri karşılamada esneklik ve hız
•        Yenilik, yenilikçilik
•        Ürün ve hizmette çeşitlilik
•        Müşteriye yakınlık ve motivasyon                 
Bütün bu sayılan özelliklerin sağlanması için ise yenilikçi düşünen çalışanlar ve şirket anlayışı gereklidir.
Yenilikçilik üç unsurdan oluşur:
•        Uzmanlık
•        Esneklik (ki bu hayal gücüne dayalı düşünebilme becerisidir.)
•        Motivasyon  
İş hayatında yenilikçilik, soyut ve imkansızlık sınırlarında dolaşmak değil aksine uygun, yararlı ve uygulanabilir çözümlere yönelik olması gereklidir.
Yenilikçi düşünme, insanların sorunlara ve çözümlere nasıl yaklaştıklarını (varolan fikirleri yeni bileşimler halinde bir araya getirme kapasitelerini) gösterir.
Yerleşik düşüncenin dışına çıkan çözümleri doğal olarak deneyen bir çalışan, daha yenilikçi bir kapasiteye sahip demektir.
Zor bir problemin peşini bırakmama azmini gösteren çalışanlar büyük bir ihtimalle daha büyük bir yenilikçi başarı  elde edeceklerdir.
Bu tür çalışmalarda yenilik oluşturan çalışan,  yenilikçi fikirler oluştururken “kuluçkaya yatırma ya da bilgilerinin demlenmesini bekleme” sürecine girecektir. Bu, yenilikçi düşünce için gerekli bir safhadır.
Zor  problemleri geçici bir müddet bir yana bırakma, başka bir şey üzerinde çalışma, sonra yeniden yeni bir bakış açısıyla o işe geri dönme  yenilikçi düşünme için diğer gerekli safhalardır.
Uzmanlık ve yenilikçi düşünme bir ferdin hammaddesidir. Ama insanların gerçekten ne yapacaklarını üçüncü bir faktör belirler:
MOTİVASYON
Motivasyonu içsel ve dışsal olmak üzere ikiye ayırabiliriz.
İçsel motivasyon, yenilikçilik açısından çok daha önemlidir.
Öte yandan  yöneticilerin en yaygın olarak kullandıkları dışsal motivasyon aracı ise kuşkusuz paradır.
Para tek başına çalışanların işlerini büyük bir istek ve şevkle yapmasını tamamen sağlayamaz. İnsanlar işlerinin sıkıcı olduğunu düşünüyorlarsa nakdi bir ödül çalışanların işlerini ilginç bulmalarını sağlayamaz.
İçsel motivasyon tutkuya ve ilgiye (insanların bir şey yapmaya yönelik içsel arzularına) dayanır.
İnsanlar içsel olarak motive olduklarında, çalışmalarını o işin içerdiği zorluklar ve zevk için yaparlar. İşin kendisi bizzat motive edicidir.       
İnsanlar, dıştan gelen baskılarla değil, öncelikle işin gerektirdiği ilgi, tatmin ve zorlukla motive olabildiklerini hissettiklerinde azami düzeyde yenilikçi olurlar.
İş dünyasında, başarılı olmak isteniyorsa yenilikçi düşünen elemanlara ve buna has şirket yapılanmalarına girmek gereklidir.

belgesi-1982

Belgeci , 2280 belge yazmış

Cevap Gönderin