Amerika Nicin Savasiyor?

Irak savasi ile ilgili olarak herkes Amerika’yi sucluyor. Temel olarak iki suclama yapiliyor:

 

1)      Amerika Irak’i isgal ediyor cunku Irak’in petrollerine goz dikti.

2)      Saddam Amerika’nin adamiydi. Simdi niye ona saldiriyor?

 

 

Her iki, suclama da gecerli degil. Nedenlerini aciklayayim:

 

1)      Irak’in en iyi durumunda yillik petrol uretimi 15 milyar dolar civarinda. Bu rakam onemsiz degil ama kucuk bir rakam. Bu petrolun hepsine el koysa bile bu petrol Amerika’nin disinin kovuguna gitmez. Amerika Korfez savasindaki butun harcamalarini Suudi Arabistan’dan ve Kuveyt’ten tahsil etti ama su andaki savasi tumuyle kendisi karsiliyor. Savas ucuza mal olmuyor. Tek bir gecede atilan Cruise fuzelerinin bedeli 300-400 milyon dolar tutuyor. Savas harcamalarinin yani sira ulkeleri kendi tarafina cekmek icin odedigi paralar bile milyarlarca dolar tutuyor. Yalnizca savas pahali degil. Amerika savas sonrasinda Irak’li memurlarin maasini bile karsilamaya hazirlaniyor. Memur maaslarinin yani sira Irak’in tekrar mamur hale getirilmesi ve uygar bir yonetimin saglanmasi icin kesenin agzi acilacak. Yani, savas sonrasindaki baris donemi bile Amerika’ya pahaliya patlayacak. Tum Irak harekati on milyarlarca dolara mal olacak. Sonuc olarak, bu savasin Amerika’dan goturecekleri varsayilan getirilerinden cok daha yuksek. Bu savasin Irak’in petrolune el koyulmak icin yapildigini soylemek mantikli degil. Ayrica tarih de bu suclamayi dogrulamiyor. ABD daha once Ikinci Dunya Savasi’nda Almanya’yi da, Japonya’yi da yenmisti. Onlarin zenginliklerine el koydu mu ki simdi Irak’in zenginliklerine el koyacak? Tam tersine Almanya’nin ve Japonya’nin zenginliklerine el koymak soyle dursun, Almanya da, Japonya da savastan sonra gelisip guclenip siyasi ve ekonomik alanlarda ABD’ye kafa tutmaya basladilar.

 

29/12/2003 tarihli Hurriyet gazetesinde bir haber var. Haberin basligi: Japonya Irak’in borcunu siliyor. Haberin devaminda Dunya Bankasi baskaninin alacaakli ulkelerden Irak’in borcunun en az ucte ikisinin silinmesine yonelik yaptigi cagri hakkinda bilgi var. Buyuk olasilikla da batili ulkeler Saddam doneminde Irak’a verdikleri borclarin ya hepsini ya da onemli bir bolumunu silecekler. Bu tarihten once de Amerika Irak’iun yapilanmasi icin butceden ayirdigi paranin onemli bir bolumunun hibe edilecegini aciklamisti. Yani, basta Amerika olmak uzere, gelismis ulkeler Irak’i somurmedikleri gibi Irak’tan alacaklarini siliyorlar, Irak’i ayaga kaldirmaya calisiyorlar.

 

2)      Amerika, Irak-Iran savasinda Irak’i destekledi. Saddam o zamanlar Amerika’nin adamiydi. Bu acik bir gercek. Kuveyt’i isgal ettiginde ise onunla savasti. Bu da gercek. Bu iki gercek birbiriyle celisiyor mu? Hayir. Biraz tarihsel bilgi vereyim: 1979 yilinda yasanan Islam Devrimi ile Iran’da yonetime el koyan mollalar her turlu uluslararasi anlasmalara aykiri olarak Tahran’daki ABD Buyukelciligini isgal ettiler. Calisanlari rehin aldilar. Bu isgal yillarca surdu. Iran, ABD’yi buyuk seytan olarak ilan etti ve her firsatta dusmanligini belli etti. Boyle bir ortamda Irak ile Iran savasirken ABD’nin Irak’i desteklemesi son derece normal degil miydi? Her ulke benzer bir tavir takinirdi. Sonra Irak-Iran savasi bitti. Saddam durdugu yerde duramadi ve Kuveyt’i isgal etti. Saddam’in durdurulmasi gerekiyordu. Saddam’i durdurmak ve Kuveyt isgalini sona erdirmek icin savas yapildi. Peki, 1991 yilinda Saddam durdurulmasaydi bir sonraki hedefi neresi olacakti? Buyuk olasilikla yeni hedef Suudi Arabistan olacakti. Yani, dunyanin en onemli petrol yataklari (Irak-Kuveyt-Suudi Arabistan) ne yapacagi belli olmayan, iktidarinin birinci yilinda Iran’a saldiran, Iran ile savas bitince Kuveyt’e saldiran, saldirmadan duramayan, dengesiz, vahsi bir adamin insafina terk edilecekti. Buna Amerika’nin ya da akli basinda herhangi bir ulkenin karsi cikmayacagini dusunmek yanlis olurdu. Ayrica ulkelerin dost-dusman tanimlari zaman icinde degisebilir. Ornegin, Korfez Savasi sirasinda Irak savas ucaklari Iran’a sigindilar. Halbuki o ucaklar Irak-Iran savasi sirasinda Iran’i bombalamak icin kullanilmisti. Ya da Turkiye-Bulgaristan iliskilerine bakalim. 1980’lerde Turkiye’nin en buyuk dusmanlarindan birisi Bulgaristan idi. Bulgaristan’daki sapik yonetim ulkede yasayan Turklere zulmediyor, onlari goce zorluyordu. Sonra rejim degisti. Su anda Bulgaristan’da demokratik ve akli basinda bir rejim var. Bulgaristan ile can ciger kuzu sarmasi olmus durumdayiz.     

 

 

Peki, yukaridaki gerekceler gecerli degilse Amerika nicin Irak’a saldiriyor, Saddam’i devirmek istiyor? Bunun yaniti da Amerika’da 11 Eylul saldirilari.

 

11 Eylul saldirilarini duzenleyen El Kaide orgutu Clinton doneminde Amerika’nin Afrika’daki elciliklerine saldiri duzenlemis ve yuzlerce kisinin olumune neden olmustu. Daha sonra El Kaide Afganistan’a yerlesti. Afganistan’daki Taliban yonetimi onlara kucak actilar, koruma sagladilar. Clinton yonetimi Afganistan’daki El Kaide kamplarini bombalamakla yetindi, baska bir sey yapamadi. Afganistan bagimsiz bir ulkeydi ve klasik uluslararasi iliskiler daha baska bir seyin yapilmasina olanak saglamiyordu. 11 Eylul saldirilariyla birlikte durum degisti. Amerika’da savunma ve saldiri kavramlari buyuk capta degisiklige ugradi. “Ancak saldiriya ugradiktan sonra sen de saldirabilirsin.” seklindeki klasik tavir terk edildi. Benimsenen yeni tavir “Saldiri gelmeden once davran, saldiracak kisileri ya da ulkeleri engelle, yok et.” seklindeydi. Artik Amerika yuzune inen tokattan sonra karsi tarafa tokat atmaya calismayacak, daha bastan o tokati engellemeye calisacakti. Suriye, Irak, Iran ve Kuzey Kore ser ekseni olarak ilan edildi. Bu ulkeler terore destek verdikleri acik olan, serseri mayin gibi nereye carpip ne hasar verecekleri belli olmayan, dunya capinda huzursuzluga neden olan, kotu ve curumus yonetimler tarafindan yonetilen ulkelerdir. Kuzey Kore disindaki ulkeler bizim komsumuzdur ve bizde de her turlu kotulugu desteklemislerdir. Muammer Aksoy, Ugur Mumcu, Bahriye Ucok, Turan Dursun gibi aydinlar Iran destekli fanatikler tarafindan katledildiler. Suriye yillarca PKK’yi destekledi. Dolayisiyla bu ulkelerin savas guclerinin yok edilmesi, yonetimlerinin degistirilmesi, uygar ve mantikli insanlar tarafindan yonetilmesi Turkiye’nin yalnizca yararinadir.

 

Amerika’nin hic kusuru yok mudur? Vardir. Ornegin, Saddam tek bir saldirida Halepce’de 5000 Kurt’u zehirli gazlarla oldurdugunde tepki vermedi. Saddam’in bu ve benzeri kotuluklerini gormemezlikten geldi. Ne yazik ki benzer seyleri butun ulkeler, kisiler yapiyorlar. Dusmanimin dusmani dostumdur mantigiyla hareket edilmesi yanlis ama cok yaygin bir tavir.          

Kaynak: www.muratyildirimoglu.com
belgesi-1452

Belgeci , 2280 belge yazmış

Cevap Gönderin