Hormonlar-5

2.2.2 Androjenler


 


Testosteron testislerdeki leydig hücrelerinde yapılır. Tercih edilen sentez yolu pregnenolondan sırasıyla 17a-hidroksipregnenolon, dehidroepiandrosteron ve testosteron yoludur. Yani testeosteron D5, östradiol ise D4 yolu ile sentezlenmektedir.


 


Testislere ait fonksiyon hipofizer LH ve FSH hormonlar tarafından kontrol edilmektedir. Hormon salgısının düzenlenmesinde LH etkilidir. Kandaki testosteron düzeyi alçaldığında, bunun hipotalamustan gonadotropin serbestleştirici faktör (GnRF)’ün salıverilmesini sağlar. GnRF’de ön hipofizden LH ve FSH salgısını artırır. Testosteron ön hipofizden LH salgılayan hücreleri doğrudan uyarabilmektedir. Kandaki testosteron yoğunluğunun artışı feed-back sistem ile gerek gonadotropin serbestleştirici faktör ve gerekse bunun aracılığı ile FSH ve LH salgısını inhibe eder.


 


FSH’nin testisin endokrin işlevleri üzerine bir etkisi yoktur. Bu hormon testisin seminifer tubuluslarının çeperinde yer alan sertoli hücrelerini etkiler ve spermatogenezisi düzenler. İnterstitiel hücreler tarafından testosteron salgılanabilmesi için LH’a ihtiyaç duyulduğundan, spermatogenezisin meydana gelebilmesi için hipofiz ön lobundan hem   FSH hem de LH salgılanması şarttır.


 


Testoseron plazmada testosteron bağlayan globulin (TBF) adı verilen özel bir beta globuline bağlanmış olarak taşınır. Dişilerde östrogen de aynı globuline bağlandığı için buna seks hormonu bağlayan globulin (SHBG)’de denilmektedir.


 


Testosteron hedef dokuya ulaşınca, bunların hücrelerinde dihidrotestosteron (DHT) dönüşerek etkinlik göstermektedir. Bu işlem hücre stoplazmasında ve nükleus membranındaki bulunan 5-alfa redüktaz enzimi tarafından gerçekleştirilir. Çizgili kaslar, merkezi sinir sistemi  ve kemikler gibi bazı hedef hücrelerinde değişmeksizin etkinlik gösterebilmektedir.


 


Testosteron ve diğer androgen hormonların fizyolojik etkilerini androgenik ve anabolizan etkiler olmak üzere iki grupta inceleyebiliriz. En önemli fizyolojik etkileri birinci grupta toplanmıştır. Bu grup etkiler erkek eklenti organları ile ikincil erkeklik özelliklerinin oluşturulması ve sürdürülmesine yöneliktir.


 


Testosteron segunder cinsiyet belirtileri ile ilgili olarak testislerin, penisin, skrotumun gelişmesini sağlar. Erkeklik özelliklerinin belirginleşmesine yol açar. Örneğin erkeklerde pubis bölgesinde göğüste, yüzde, sırtta kılların çıkmasını sağlar. Başın ön tarafındaki alındaki saçların dökülmesine sebep olabilir. Sesin kalınlaşmasını spermatogenezisi sağlar. Cilt kalınlaşır. Ciltte pigmentasyonu artırır. Derideki yağ bezlerinin salgısının artması ve bunların enfekte olmaları sebebiyle akne meydana gelebilir. Kasların gelişmesini asğlar, hem erkekte, hem dişide libidoyu uyarır. Memenin gelişmesini inhibe eder.


 


Ergenlik çağında testosteron salgısının artışı ile ikincil sex karakterleri ortaya çıkmaya başlar. Böylece dış genital organlardan penis ve testisler büyür. Skrotum derisinde kıvrımlar belirginleşir. Sistemle ilgili salgı bezleri gelişir ve büyür. Spermatogenezis başlar. Gerçekten de testosteronun etkisi öncelikle tubulus seminiferilerde ortaya çıkmaktadır. Bu düzeyde FSH ile birlikte spermatogenezisi başlatmaktadır.


 


Erkekle dişiyi birbirinden ayıran ikincil seks karakterleri testosteronun erkekleştirici etkileri sayesinde gelişir ve anabolik etkiler de bunların şekillenmesini hızlandırır. Bu tür etkiyle başta omuz kasları olmak üzere tüm kas kitleleri gelişir. Kemikler longitidunal olarak büyürler ve kalınlaşırlar. Daha sonraki aşamada epifiz plakları kemikleşir ve büyüme durur. İbik, kala ve vücut örtü kılları büyür ve kalınlaşır.


 


Testosteron larynk’ste genişlemesine ve lariyngeal mukozanın hipertrofisine sebep olur. Ses telleri kalınlaşarak ses tonu kalınlaşır.


 


 


belgesi-346

Belgeci , 2280 belge yazmış

Cevap Gönderin