Kimya Terimleri-2

                                  L




Lewis yapısı. Değerlik elektronlarının noktalarla gösterilmesi ile yazılan formüller. 


Ligand. Kompleks iyonlarda merkez atomu saran komşu gruplardan her biri.


Lantanitler. Lantanyum (89La) elementinden sonra gelen ve 5f orbitallerinin dolmasıyla oluşan 14 element.   


  


                         M



Madde. Uzayda yer kaplayan kütlesi olan herşey.


Makroskobik. Çıplak gözle incelenebilen.Manometre. Kapalı kaptaki gazların basıncını ölçmek için kullanılan düzenek.


Metal. Kimyasal reaksiyonlarda pozitif değerlik alan ve kendine has bir kakım özellikleri olan element.


Mikrodalgalar. Dalga boyu 10–8 ile 10–1m arasında bulunan düşük frekanslı dalgalar.


Mikroskobik. Mikroskop olmadan, çıplak gözle ölçülemeyen çok küçük yapılar.


Mineral. Belli bir formülü olan doğada saf halde bulunan metal bileşiği.


Mol. 6,02·1023 adet tanecik, atom veya molekül. 


Mol kesri. Bir gazın mol sayısının, gazın içinde bulunduğu karışımın toplam mol sayısına oranı.


Molal donma noktası azalması sabiti. Bir molal parçaçık içeren çözücünün donma noktasındaki azalma miktarı.


Molal kaynama noktası yükselmesi sabiti. Bir molal parçaçık içeren çözücünün kaynama noktasındaki artma miktarı.


Molalite. Bir kilogram çözücü içerisinde çözünmüş maddenin mol sayısı.


Molarite. Bir litrede çözeltide çözünmüş olan maddenin mol sayısı.


Molar hacim. 1 mol maddenin kapladığı hacim.


Molar kütle. 1 mol atom veya molekülün gram cinsinden ağırlığı.


Molekül. Bileşiği oluşturan en küçük yapı. 


Molekül formülü. Molekülü oluşturan atomların sayısını tam olarak gösteren formül.


Molekül–gram. Bir mol kovalent bağlı bileşiğin kütlesi. 


Molekül kütlesi. Bir moleküldeki atomların akb cinsinden toplam kütlesi. 


Mor ötesi ışınlar. Dalga boyu 10–8 m ile 10–10 m arasında olan yüksek enerjili dalgalar.


 





                           N



Net iyon denklemi. Kimyasal reaksiyonda sadece rol alan iyonların gösterildiği bir kimyasal denklem.


Normal kaynama noktası. Deniz seviyesindeki bir sıvının buhar basıncının, açık hava basıncına (760 mmHg) eşit olduğu andaki sıcaklık değeri.


Normalite. Bir litre çözeltide çözünmüş maddenin eşdeğer-gram sayısı.


NŞA. Sıcaklığın 0°C ve basıncın 1 atm olan durum. 


Nötr oksit. Ametallerin oksijence fakir olan oksitleridir. 


Nötron. Atomun çekirdeğinde bulunan ve kütlesi yaklaşık 1 akb olan yüksüz tanecik.


Nötürleşme reaksiyonu. Asitlerle, bazlar arasında oluşan reaksiyonlar. 


Nükleer enerji. Radyoaktif reaksiyonlar sonucu açığa çıkan enerji, atom enerjsi.


Nükleer reaktör. İçerisinde nükleer fizyon reaksiyonunun kontrollü bir şekilde gerçekleştirildiği sistem. 


Nükleer yakıt. Nükleer reaktörde enerji üretmek için kullanılan bölünebilen izotopları içeren madde.


Nükleon. Proton ve nötron gibi atom çekirdeğini oluşturan temel parçacıklar. 


 


                                  O


 


Oksi asit. Yapısında oksijen bulunduran asitler. 


Oksidasyon sayısı. Bileşikteki bir atomun değerliği, bir elementin yükü.


Oksit. Oksijenin soygazlar ve flor haricindeki elementlerle yaptığı bileşikler. 


Ortalama serbest yol. Bir gaz molekülünün ortalama olarak iki çarpışma arasında aldığı yol.


Oktet. Bir atomun en dış enerji seviyesindeki elektron sayısının 8 olması hali.


Orbital. Çekirdeğin etrafında dönen elektronların bulunma ihtimali en yüksek olduğu bölgeleri ve elektronların hareketini belirleyen matematiksel dalga denklemi.


Ozmos. Bir çözücünün yarı geçirgen bir zardan daha derişik bir çözeltiye geçmesi


 



                                  P


 


p–bloku. Periyodik tabloda p–orbitallerinin dolmakta olduğu elementler grubu.


Pauli prensibi. Bir atomda dört quantum sayılarda birbirinin tamamen aynı olan iki elektron bulunamaz.


Periyot. Periyodik sistemdeki yatay sıralar.Periyodik tablo. Kimyasal ve fiziksel özellikleri göz önünde tutularak elementlerin atom numaralarına göre sıralanışını gösteren çizelge.


Peroksit. O2–2 iyonu içeren oksit bileşikleridir. 


Plazma. Gaz fazındaki atomların çok yüksek sıcaklıklarda iyonlaşarak çekirdek ve elektronlarına ayrışması sonucu oluşan akışkan madde. 


Proton. Atomun çekirdeğinde bulunan kütlesi 1 akb lik +1 yüklü atom altı parçacıkları.


Pozitron parçacığı. Radyoaktif bir elementin çekirdeğindeki bir protonun bir nötrona dönüşmesi ile açığa çıkan pozitif yüklü elektron. 


 


                                R



Radyasyon. Enerjinin elektromanyetik dalgalar ya da parçacıklar halinde yayılması.


Radyoaktiflik. Çekirdeğinin kararsızlığından dolayı bir atomun kendiliğinden, sürekli olarak çeşitli ışımalar yaparak enerji yayması.


Radyoaktif izleyici. Biyolojik ve kimyasal süreçlerin izlenmesinde kullanılan radyoaktif özelliğe sahip izotoplar.


Radyoaktif olay. Atomun çekirdeğinde meydana gelen herhangi bir değişiklik.


Radyoaktif serpinti. Bir nükleer patlama sonucu atmosfere yayılan radyoaktif atıkların rüzgar ya da yağmurla tekrar yeryüzüne inmesi.


Radyografi. X ya da gama ışıması yardımı ile film ya da duyarlı plaka üzerinde görüntü elde etme yöntemi.


Radyoizotop. Bir elementin radyoaktif özellik gösteren izotopları.


Raoult Kanunu. Çözeltinin uçucu olan bir bileşieninin buhar basıncı, bu bileşenin mol kesri ile saf sıvısının buhar basıncı çarpımına eşittir. 


Rutherford atom modeli. Atomun çekirdeğinde proton bulunup, çekirdeğin etrafında tıpkı güneş sistemindeki gezegenler gibi dönen elektronlar mevcuttur.



                                  S



s–bloku. Periyodik tablonun sol tarafında metal atomların oluşturduğu blok.


Sabit. Bir fiziksel niceliğe ait değişmez değer. Örneğin : Işık hızı ve Avogadro sayısı birer sabittir.


Sabit oranlar kanunu. Herhangi bir bileşiği oluşturan maddelerin kütleleri arasında daima sabit bir oran vardır. 


Sert su. Sabun ile köpük oluşturmayan su. Eğer su içerisinde sertliğe sebep olan HCO3– iyonu ve buna bağlı katyonlar var ise bu tür sulara geçici sertliğe sahip sular denir. Eğer sertliğe HCO3– den başka (SO4–2 gibi) iyonlar sebep oluyorsa böyle sulara kalıcı sertliğe sahip sular denir.


Seyreltik çözelti. Göreceli olarak az miktarda çözünen içeren çözelti.


Seyreltme. Bir çözeltinin konsantrasyonunun, çözeltiye çözücü eklemek sureti ile azalması.


Sıcaklık. Termal ilişki içindeki maddeler arasında meydana gelen ısı akışını tanımlayan fiziksel özellik.


Sıvı. Maddenin hali. Kütlesi ve hacmi belli olan fakat belirli bir şekli olamayan maddedir. Bu yüzden içine konulduğu kabın şeklini alır.


Sıvı basıncı. Sıvı tarafından birim yüzeye uygulanan basınç.


Sıvı – buhar basıncı. Buhar fazına geçen, sıvı moleküllerinin uyguladığı basınç.Sıvı – buhar dengesi. Bir sıvıdaki moleküllerin sıvı fazdan, gaz fazına geçme (buharlaşma) hızları ile gaz fazından, sıvı fazına geçme hızlarının (yoğunlaşma) eşit olması hâli.. 


Standart sıcaklık ve basınç. 273,15 K veya 0°C ve 101,33 kPa veya 1 atm (760 mmHg). 


Stokiyometri. Kimyasal reaksiyonlardaki giren maddelerle, ürünler arasındaki kütle ilişkileri.


Soğutma etkisi. Buharlaşma olan ortamda, ortalama kinetik enerjileri fazla olan moleküllerin sıvıdan, gaz fazına geçmelerinden dolayı ortamın kinetik enejisinin azalması yani ortamın soğuması.


Soygaz. Kimyasal reaksiyonlara karşı ilgisiz elementler. Periyodik tablodaki 8A grubu elementleri.İnert veya asal gaz olarakta bilinirler.


Sulu çözelti. Çözücüsünün su olduğu çözeltilerdir 


 


                            T


 


Temel hâl. Bir atomun bütün elektronlarının en düşük enerjili haline sahip olduğu durumdaki elektron dağılımı.


Termokimya. Kimyasal reaksiyonlardaki ısı değişimini inceleyen kimya bilimi.


Thomson atom modeli. Atom bir küre şeklinde olup, içerisinde protonlar ve elektronlar rast gele yerlere,tıpkı kekin içerisindeki üzüm gibi dağılmış halde bulunurlar.


Toprak alkali metaller. Periyodik tablonun 2A grubunda bulunan metaller.


Transuranyum elementleri. Atom numarası 92 den (Uranyum elementinin atom numarasından ) büyük olan elementler.


Tuz. Asitlerle, bazların reaksiyonu sonucu oluşan ürün.


      


                                  U


 


Uçucu sıvı. Moleküller arasında çekim kuvveti ve kaynama noktası düşük , buna karşılık buhar basıncı yüksek olan sıvı.


Uçucu olmayan sıvı. Moleküller arasında çekim kuvveti ve kaynama noktası yüksek, buna karşılık buhar basıncı düşük olan sıvı.


Uyarılmış hâl. Temel haldeki bir elektronun, dışarıdan enerji verilerek daha kararsız olan bir dış yörüngeye çıkarılması hâli.


Ürün. Kimyasal reaksiyon sonucu oluşan maddeler.


                                      Y


 


Yanma. Isı ve ışık yayan reaksiyondur. Genelde organik maddelerin havadaki oksijenle reaksiyona girerek karbondioksit ve su oluşturduğu reaksiyonlara yanma reaksiyonu denir. 


Yapay radyoaktiflik. Radyoaktif olmayan bir çekirdeğin yüksek enerjiye sahip çeşitli tanecikler ile bobardımanı sonucu kararsız hale getirilmesi.


Yoğunlaşma. Ortalama kinetik enerjileri düşük olan gaz fazındaki moleküllerin sıvı fazına geçmeleri.


Yük. Nötr bir yapı olan atomdan, elektron uzaklaştırarak ya da elektron ilave ederek oluşturulan elektrik miktarı. 


Yükseltgen. Kimyasal reaksiyonlarda elektron alarak (indirgenerek) karşısındakini yükseltgeyen madde.


Yükseltgenme. Elementlerin elektron vererek bir değerlikten daha yüksek değerliklere geçmesi.


Yükseltgenme basamağı. Bir elementin elektron alarak veya elektron vererek aldığı değerlik, elektriksel yük.


Yükseltgenme reaksiyonu. Elementlerin, oksijenle yaptığı reaksiyon. 


Yüzey gerilimi. Moleküller arası çekim kuvvetinden dolayı sıvının yüzeyinde oluşan kuvvet.


Yüzde kütle. Bir elementin, 100 gram bileşiğindeki kütlesi.


Yüzde Verimi. Bir kimyasal tepkimeden elde edilen ürünün, aynı tepkimeden kuramsal olarak elde edilebilecek ürün miktarına bölünerek bulunan ve yüzde ile ifade edilen miktarı. 


 


                           Z


 


Zincirleme reaksiyon. Nükleer fizyon reaksiyonundan 235U gibi bölünebilen çekirdeklerin nötron kaparak yeni çekirdeklere bölünmesi ve daha fazla sayıda nötron oluşturması. Oluşan bu yeni nötronlar sayesinde reaksiyon büyüyerek ilerler. 


 


Kaynak: Anonim
belgesi-349

Belgeci , 2280 belge yazmış

Cevap Gönderin