Balkanlıların Barış Şartları

S. J. konferansının 23.12.1912’deki 5’inci toplantısında (saat 16 1/4’te açılır ve 17’de kapanır) Osmanlı oruntakları (delegeleri) kuşatılmış kurganlara yiyecek yollama sorunu üzerinde direnmeden Yunan oruntaklarıyla (delegeleriyle) da görüşebileceklerini söylerler. Bunun üzerine Balkanlıların aşağıdaki barış şartları kendilerine bildirilir:

 

”1) Marmara Denizi üzerinde Tekirdağ’ın doğusunda bulunan bir noktadan Karadeniz üzerinde Midya’nın doğusunda bulunan Malatra Körfezi’ne giden bir çizginin batısında kalan bütün Osmanlı topraklarının, Gelibolu yarımadası ayral (ayrı) bırakılması,

 

”Bu topraklar içinde sınırları ve siyasal durumu ileride saptanacak olan Arnavutluk da bulunmaktadır.

 

”2) Ege adalarının bırakılması,

 

”3) Türkiye Girit’in özgürlüğü düzenlenirken kendisine bırakılmış olan bütün haklardan vazgeçer.”

 

Bu dilekler Bulgarların Marmara Denizi’ne ulaşmaları ve Tekirdağ’la Midya’nın da onlarda kalması demekti.

 

Venizelos bunların yalnız toprakla ilgili dilekler olduğunu ve daha sonra öbür sorunlar üzerindeki dileklerin de bildirileceğini söyler.

 

Osmanlı oruntaklarının (delegelerinin) bu dilekleri hükümetlerine bildirip ondan yönerge (talimat) isteyebilmeleri için yeni toplantı 28 İlkkanun’a (aralık) bırakılır.

 

Bu toplantıyı hükümetine bildirirken Reşit Paşa (1) Balkanlı oruntaklarla (delegelerle) yapılan konuşmalardan şunları anladığını tellemektedir:

 

Bulgarlar Edirne üzerinde direneceklerdir. Bu işte bir asısı (çıkarı) olmayan Sırp ve Karadağlılar bu yüzden sıkılmışa benziyorlar, ancak bu işte bir etkileri olmasını bekleyemeyiz – kesin ve değişmez bir önermede (öneride) bulunmamız gerektir – Eğer olası bir görüşme kesilmesinden sakınılmak isteniliyorsa karşı önermemizi (önerilerimizi) o biçimde sunmalıyız ki Bulgarlar bunu, üzerinde görüşülebilir bir önerme (öneri) saysınlar; Bulgarlar onu kabul ederlerse Yunan isteklerinin bazılarının bizce abanması belki daha az güçlükler doğurur. Danef diyor ki: Bulgar hükümeti bırakışma şartlarında her türlü değişikliği abıyor (içeriyor) ancak eğer Edirne komutanı hele bu yortu anlarında halkın sıkıntısını azaltmak için Bulgar komutanlığına başvurursa kendisine belki kolaylık gösterilebilir.

 

Reşit Paşa’nın telinin son kısmı, kendilerine kurganlara yiyecek yollama işi çözülenmeden de Yunan oruntaklarıyla (delegeleriyle) görüşebilecekleri yolunda verilmiş olan yönergede bu yiyecek işinin ayrıca konuşulmasının bildirilmiş olması dolayısıyla yazılmıştır.

 

Reşit Paşa’nın asıl düşüncesine, yani Bulgar’a hoş görünecek bir önermede (öneride) bulunulması ve böylelikle onunla anlaşılıp Yunan’a kafa tutabilecek bir duruma girilmesi işi üzerinde kendisi ayrıca bir ayrıntı yazmamaktadır; ana çekişme Edirne yani yalnız Bulgar’ı ilgilendiren bir konu üzerinde olduğundan Reşit Paşa’nın düşüncesinin nasıl gerçekleşebileceği pek görülememektedir.

 

Kral Ferdinand’ın Çar Nikola’ya başvurması:

 

Bulgaristan bu Tekirdağ-Midya çizgisinde epey direnecektir. Ferdinand’ın 6 Sonkanun (ocak) 1913’te Petersburg’a giden Bulgar Maliye Bakanı Todorof’la Çar 2’nci Nikola’ya yolladığı bir mektupta şunlar vardır (1):

 

Ferdinand önce yılbaşını kutlamakta, Çar ve Rus ulusunca Bulgar yenleri (başarıları) üzerine gösterilen iyi duygular dolayısıyla teşekkür etmekte, Rusya’ya karşı ”sonrasız minnetini” bildirmekte, Romanya’nın Silistre üzerindeki dileklerinden sızlanmakta ve ona karşı Bulgaristan’ın korunulmasını istemekte ve sözü Türk-Bulgar sınırına getirerek şunları demektedir:

 

”Bulgaristan ister ki sınır Tekirdağ’dan Midya’ya gitsin. Bize öyle geliyor ki, Rus hükümetinin düşüncesi, eğer daha iyisi elde edilemezse, Bulgaristan’ın Saroz (körfezi) – Midya çizgisinde kalmasıdır. Bulgar dileklerinin doğruluğunu gösteren sebepleri Majestenize sunmak isterim: Her şeyden önce doğru olmaz mı ki 40.000 yürekli Bulgar’ın kanıyla sulanmış olan bu toprak onu, adam gücünün de üstünde olan uğraşmalarla ele geçirmiş olanların malı kalsın. İkincisi Tekirdağ-Midya ve Saros-Midya çizgileri arasında kalan toprağı geri vermekle oranın Hıristiyan ahalisi Türk kıyıncının en korkunç tehlikelerine uğramak durumuna sokulur. Son olarak da, anlayışlı ve işler (mobile) Bulgar bekçisinin Tekirdağ’da bulunması belirmemiş bir gelecekte Boğazlar sorununu çözülemek için Rusya’ya bir dayanak olamaz mı?

 

”(Yenlerinin ürünü olan Tekirdağ’ı elden kaçırmak gibi büyük bir tasadan Büyük Rusya’ca korunulmak için her gün Allah’a yalvaran subay ve erlerim adına Majestenize bu dileğimi sunuyorum).”

 

Daha yukarda görmüştük ki Danef, Berştold’a, Bulgarların Boğazlar’da Türklerden daha iyi bir bekçi olacaklarını söyleyerek orayı Avusturya ve genel olarak Akdeniz devletleri adına Rusya’ya karşı daha iyi bekleyeceklerini anlatmak istemişti. Şimdi de Bulgar kralı Bulgarların yine bu işi, ama bu sefer Rusya’dan yana ve Rusya’ca Boğazlar’ın ele geçirilmesini kolaylaştırmak için, çok iyi göreceğini yazmaktadır. Herkesi aldatabileceklerini ve oyuna getirebileceklerini sanan ve bunu başaracak kadar ustalık ve incelikleri olmayan Bulgarların sonda okkanın altına gitmiş olmalarına hiç şaşılmamalıdır.

 

Kaynak: BİRİNCİ BALKAN SAVAŞI Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Haziran 1999
belgesi-2772

Belgeci , 2280 belge yazmış

Cevap Gönderin